Monday, December 10, 2012

MIDNIGHT COWBOY


MIDNIGHT COWBOY (1969)

KOVBOY MİTİNİN ALAŞAĞI EDİLDiĞİ FİLM




Cast: James Leo Herlihy’nin aynı adlı romanından uyarlanan filmin başrollerinde 2 usta aktör Jon Voight & Dustin Hoffman var. Yönetmen ise Sunday Bloody Sunday (1971) ve Marathon Man (1976) filmlerinin de yönetmenliğini yapmış, bu filmi ile en iyi yönetmen Oscar’ını almış İngiliz John Schlesinger.

Dustin Hoffman topal rolünü inandırıcı kılabilmek için ayakkabısının içini çakıl taşlarıyla doldurmuş. Peki Hoffman Ratso rolünü nasıl kapmıştır? Hoffman büyük caddelerden birinin köşesinde yapımcılardan biriyle ön görüşme tanışma amaçlı ayaküstü bir randevu koparıyor. Yapımcı buluşma yerine gidiyor, beklemeye başlıyor ne gelen var ne giden. Tam oradan ayrılacakken hemen ötede dilenmekte olan topal dilenci yanına yaklaşıyor ve kendini tanıtıyor: “Ben Dustin Hoffman!”

Ödüller: National Board of Review (1970), 7 dalda Altın Küre adaylığı almış, en iyi film ve en iyi çıkış yapan aktör (John Voight) ödülünü almıştır. Berlin Uluslararası Film Festivalinde OCIC ödülünü kazanmış. 7 dalda BAFTA adaylığından 6'sını kazanmıştır. En iyi film, yönetmen ve oyunculuklar dâhil. Ve son olarak 7 dalda Oscar adaylığından en iyi uyarlama senaryo, yönetmen ve en iyi film dallarını kazanmıştır. John Voight ve Dustin Hoffman en iyi aktör dalında adaylık kazansalar da o sene bu ödülü gerçek kovboy John Wayne almıştır. Fakat şahsi görüşüm ikisinin de ödülü paylaşmasıydı. Teksas'dan gelen şaşkın genç rolünde John Voight, metropol şehirdeki şaşkınlığı o kadar iyi gözler önüne sermiştir ki, performansı gerçekten kendini izlenilir kılıyor. Dustin Hoffman ise, hem sakat ve hasta hem de fakir ve dolandırıcı New Yorkluyu çok iyi canlandırmış. Bu adam gerçekten oyuncu olmak için doğmuş sayılı aktörlerden biri. İki başrol oyuncusunun yani sıra Sylvia Miles da 6 dakikalık rolüyle en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülüne aday olmuştur. Bu akademi ödüllerine aday olan en kısa performanstır.




İçerdiği seks ve uyuşturucu sahneleriyle “X” sınıflandırma alarak, Oscar tarihinin ilk yetişkin filmi Geceyarısı Kovboyu. Amerikan toplumsal yapısının çöküşüne gerçekçi bir şekilde yaklaşan 1969 yapımı film, iki kayıp ruhun birbirine tutunmalarını anlatıyor. John Voight, New York`a jigololuk yapmaya gelen erkek güzeli taşralı Joe Buck, Dustin Hoffman'ın da engelli bir verem hastası olan Rico “Ratso” Rizzo'yu canlandırmıştır.

Teksas`taki kasabasını terk ederek Rüya Şehir New York`a gelen Joe Buck'ın görüntüleriyle açılır film. Fırsatlar diyarında jigololuk yaparak zengin olacağına inanan genç adam, kısa sürede rüyadan uyanır ve gerçekliğe toslar. Kendisi gibi bir “tutunamayan” olan dolandırıcı Ratso`yla, kurt kapanında varoluş savaşı verecektir.




2 oyuncusunun doğaçlama diyalogları, atmosfer yaratan soundtrack'i ve çürümeye yüz tutmuş New York simgeleriyle dikkat çeker Midnight Cowboy. Şehrin arka sokaklarında takılıp kalmış bu iki karakterin zamanla oluşan dostluğu çerçevesinde şehirdeki sınıfsal ayrımı biraz da insanı duygulandıran, acıtan bir şekilde anlatıyor filmin makaraları.

Filmde ilk başta yabancılaşma teması işlenir. Taşradan New York`a gelen kovboyumuz şaşkın şaşkın dolanmaktadır. Yerde yatan adama donup bakınmayanların şehridir burası. Sonrasında ava giden avcı konumuna düşer: Jigololuk yapmaya gelmiştir, ama kendinden yaşlı bir kadına parasını kaptırmıştır, sonra kendisini yaşlı kadınlarla tanıştıracak bir aracı olduğunu iddia eden Ratso`dan kazık yer.


En temiz film açılış yöntemlerinden biri de güzel bir müzik eşliğinde karakteri göstermek, tanıtmaktır. Bazı yönetmenler, müziğin yakalayıcı etkisinden yararlanmak isteyip hemen filmin başına koyabilirler. Şapkası ve çizmeleriyle birlikte tam bir kovboy olan Joe Buck`ın uzunca bir yürüyüşüyle başlıyor film. Ve bu noktada Harry Nilson`ın “Everbody`s Taklin” adlı şarkıcı çalmaya başlıyor. Şarkı seçiminin muhteşemliği seyirciyi etkisi altına almaya başlıyor ve karakterin nasıl bir tip olduğu ve nasıl bir çevrede yaşadığına dair bilgi ediniyoruz. Ayrıca soundtrack`inde yer alan Florida Fantasy adlı parça bizim Sezercik filmlerinde de bol bol kullanılmıştır zamanında.


Aslında, özünde bir yol filmi de diyebiliriz, alttür olarak... Kahraman yola çıkar film başlarken, Rota Teksas`dan New York`adır. Film boyunca köşeyi dönme amacı içinde hep bir yol arayışındadır metropolde. Ve filmin sonunda, bu sefer rota New York`tan Miami, Florida'yadır. Ve bu sefer gayesi başkadır, daha standartlara uygun bir amaçtır. Doğru düzgün bir iş bulup, hayatını sürdürmek, hayatta kalmak…

Film temelde dramdır, tur olarak. Ama alttürlerine inersek, yan temalarına bakarsak, filmde antikahraman, uyuşturucu, dostluk, yalın gerçeklik, tecavüz gibi temalar genel anlamda filmin vurucu noktalarıdır. Ayrıca, bu filmi dönemindeki sinema yapısı ve tekniği ile de değerlendirmek gerekir. Bugün bize tanıdık gelen hikâye aslında o dönem için yeniydi ve modern sinema kalıpları içinde filmin gereksiz ya da konuyu uzatan yerleri olarak sıralanabilecek sahneleri dönemin hikâye anlatıcılığı için gerekli ve de yeniydi. Ama dönem Fransız Yeni Dalgasının dünya sinemasını kasıp kavurduğu bir dönemdi ve Amerika`da da bunun etkileri o dönem görünüyordu. O yüzden yönetmenin bu filmi biraz da o dönem yenilikçiliği ile değerlendirilmeli.


Film, 60’larda tavan yapan temalar üzerine döner, zamanına göre gayet cesurdur. Cinsel özgürlük, kent hayatı, bireysellik, yalnızlık, uyuşturucu kullanımı, homoseksüellik ve homofobi, kovboyluk -40'lı 50'li yıllarda tavan yapan kovboy imajının yıkılışı, bir başka örnek Brokeback Mountain- kasaba naifliği ve kent kurnazlığı irdelediği olguların birkaçıdır filmin. Yok yoktur filmde, gerçekten alt metinleri çok dolu olan bir sinema olayıdır Midnight Cowboy.

Arka planda toplumsal olayların çok iyi işlendiği film. Hiçbir şey söylemeden, asker savaş falan göstermeden Vietnam savaşının sürdüğünü, Latino göçmenlere düşmanca bakıldığını, gelir adaletsizliğinin uçurum oluşturduğunu, izleyicinin gözüne sokmadan anlatıyor.

Parti sahnesi çok manidardır. Ratso açık büfe tezgâhtan salamları cebine atmaya başlar, bir hatun onu fark eder ve “bedava olduğu halde niye çalıyorsun” der. Ratso da "Bedavaysa çalıyorum sayılmaz ki" diye karşılık verir.


Filmde çeşitli alegoriler de vardır… Kovboy Joe`nun radyosundan duyulan ve ilk New York`a geldiğinde Amerikan rüyasına dair çeşitli şeyler duyulur… Ama işler kötüleştikçe radyoyu yani Amerikan rüyasını aç kalmamak uğruna satacaktır. Bunun yanı sıra bir Atari salonunda oyuncak tüfekle başarısız atışlar yapmaktadır. Artık ihtişamlı kovboylardan eser kalmamıştır.

Nedir bu filmin değiştirdiği? 50'li yıllara kadar Amerikan sinema endüstrisinin hedef kitleleri ve de ayrışması belli bir çizgideydi: Kadınlar için melodramlar, erkekler için western. Oysa Midnight Cowboy karakterleri melodramın içine sokuyor. Üstüne üstlük cinsellik konusunda cesur ve de açıktı, Amerikan rüyasının dışında kalanları, yoksulları kamerasının önüne yerleştirmişti; bir var olma savaşını aktarırken, eşcinselleri, yoksulları, göçmenleri kullanıyordu.



Her gün içinde görmezden gelinen Rico & Joe`nun yani yoksulluğun, dışlanmışlığın, göçmenlerin, Vietnam savaşının, cinselliğin ve cinsel açlığın, yozlaşmışların, alt kültürün en sonunda kendilerinin varlığını haykırmak için “Hey, I am walking here!” diye bağırmaları filmin her yerine işlemiştir.

Joe, kovboyların vaktinin geçtiğini anladığında ise çizmelerini çöpe atmakla yetinecektir. Bu sahneyle birlikte 50li yılların kovboy filmleri de alaşağı ediliverir. Artık kovboy miti de sistemin ve iktidarın değişimine kurban olur.








No comments:

Post a Comment